2021’de Türkiye’de Yaşanan Jeolojik Afetler

Nehir Varol
Dr., Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi, Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi-AFAM

Ülkemiz jeolojik, coğrafi ve iklim özellikleri nedeniyle doğa kökenli afetlerin sık yaşandığı bir konumdadır. Bazı bölgelerde fiziksel ve sosyal kırılganlıkların yüksek olması, nüfus yoğunluğu ve plansız yapılaşma sebebiyle afetler sonucunda maalesef önemli can ve mal kayıpları yaşanmaktadır.  

Uluslararası Acil Durum Veri Tabanı (EM-DAT) kayıtlarına Türkiye’den 2021’de doğa kökenli dört afet girmiştir. Doğa kökenli afetlerden üçü jeolojik ve meteorolojik kökenli sel ve heyelan, diğeri ise ülkenin güney ve batı kesimlerinde yaşanan orman yangınlarıdır. Ayrıca 2021 EM-DAT kayıtlarında bulunmayan Rize, Giresun, Tekirdağ, Artvin ve Kars’taki sel ve heyelan afetleriyle İstanbul ve Kocaeli’de etkili olan fırtınalar da kaydedilmelidir.

2 Şubat’ta sekiz saat içinde yaklaşık bir aylık yağış alan İzmir’in Menderes ilçesindeki selde dereler taşarak çok sayıda ev ve iş yerini su basmıştır. İki kişinin hayatını kaybettiği selde, Balaban Deresi’nin taşması sonucunda sular altında kalan 500 metrekarelik alandaki konutlar güvenlik nedeniyle boşaltılmıştır. Boşaltılan konutlarda ikamet eden kişilerin tehlike geçinceye kadar otel ve misafirhanelerde konaklaması sağlanmıştır.1

5 Nisan’da Giresun’un Duroğlu beldesindeki Aksu Deresi’nin taşması sonucu bir kişi hayatını kaybetmiş, bir kişi de yaralı kurtarılmıştır. 24 Nisan’da Tekirdağ Ergene ilçesinde aşırı yağış nedeniyle oluşan sele kapılarak su kanalına sürüklenen iki çocuk hayatını kaybetmiş, bir çocuk ise yaralanmıştır. 14 Temmuz’da kuvvetli sağanak yağış sonrasında Rize’nin Ardeşen, Pazar, Çayeli ve Güneysu ilçelerinde 82 köyün yolları heyelan nedeniyle kapanmıştır. Sekiz kişinin hayatını kaybettiği, beş kişinin yaralandığı sel ve heyelan afetinde 27.000 aboneye elektrik verilememiştir. Rize’de meydana gelen sel ve heyelandan bir hafta sonra 21 Temmuz’da Artvin Murgul’da aşırı yağışlar nedeniyle sel meydana gelmiş ve bir kişi hayatını kaybetmiştir. Köy yollarında meydana gelen heyelanlar, ulaşımda güçlükler yaşanmasına sebep olmuştur. 28 Temmuz’da Van’ın Başkale ilçesinde etkili olan dolu ve sağanak yağış nedeniyle meydana gelen sel felaketi sonucunda binden fazla hayvan telef olmuş, binlerce dönüm tarım arazisi zarar görmüştür. Van-Hakkâri yolunda oluşan heyelan nedeniyle mahsur kalan iki kişi kurtarılmış, bazı iş yeri ve konutlar zarar görürken birçok ahır da yıkılmıştır.

10 Ağustos’ta Kars’ın Sarıkamış ilçesinde sağanak yağışlar sonucu oluşan selde bir kişi hayatını kaybetmiştir. Altı aracın ve kırk konutun hasar gördüğü selde on ayrı bölgede heyelan meydana gelmiş ve Yedisu-Karlıova yolu trafiğe kapanmıştır.

10-12 Ağustos’ta Batı Karadeniz’de Kastamonu, Sinop ve Bartın’a bağlı bazı bölgelerde metrekareye düşen yağış miktarı “bir yıllık toplam yağışın üçte ikisi” olarak kayıtlara geçmiştir. Meydana gelen sel ve heyelanlarda 82 kişi hayatını kaybetmiş, 228 kişi yaralanmıştır. Yaşanan bu afetin ardından Kastamonu, Sinop ve Bartın afet bölgesi ilan edilmiştir.

2021’de dünyanın çeşitli bölgelerinde iklim değişikliğinin etkileriyle hava ve deniz suyu sıcaklığının mevsim normalleri üzerinde seyretmesi, yağış rejimlerinin değişmesine yol açmış, ani sel ve heyelan risklerini arttırmıştır. Türkiye’de özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi, sahip olduğu jeolojik-jeomorfolojik özelliği ve ikliminden kaynaklanan faktörler nedeniyle sel ve heyelan oluşumu açısından kırılgan bölgedir. Bahar aylarında Doğu Karadeniz Bölgesi’nde meydana gelen kısa süreli ve ani yağışlar, can ve mal kayıplarına neden olan sel ve heyelan afetlerinin yaşanmasına sebep olmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nde iklim değişikliğinin etkilerine bağlı son elli yılın ikinci en sıcak yazı yaşanmıştır. Kastamonu ve Sinop’ta ise son 91 yılın en yüksek miktarda yağışı kaydedilmiştir.2 Ancak afetlerin oluşumunu sadece iklim değişikliğine bağlamak yanıltıcı olacaktır. Bölgede dere yataklarında ve vadi tabanlarındaki plansız ve afete duyarlı olmayan yapılaşmanın afetlerin boyutunu arttırdığı bilinmektedir.

Sel ve heyelanların can ve mal kayıplarına neden olacak ve hayatı durma noktasına getirecek afetlere dönüşmesinde insanların rolü çok büyüktür. 2021’de meydana gelen sel ve heyelanlar, afete duyarlı yerleşim planlamasının ne derece önemli olduğunu bize tekrar hatırlatmıştır. Yerleşim planlaması tehlike ve riskleri göz önüne alan, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılmasını hedefleyen bir yaklaşımla afete duyarlı bir şekilde yapıldığında afet risklerinin de önüne geçilecektir.

2021’de Akdeniz, Ege, Marmara, Batı Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’ndeki 54 ilde çıkan 15’i büyük olmak üzere 299 orman yangınında 16 kişi hayatını kaybetmiş, yüz binlerce hektar orman ve yerleşim yeri küle dönmüştür. 28 Temmuz’da Antalya Manavgat’ta başlayan yangınlarda yedi kişi hayatını kaybetmiş, iki binden fazla çiftlik hayvanı telef olmuştur. 29 Temmuz’da Muğla’nın Marmaris, Milas ve Köyceğiz ilçelerinde çıkan yangınlarda dokuz kişi hayatını kaybetmiş, yangınların yerleşim yerlerine sıçraması nedeniyle yüzlerce köy ve kasabadan binlerce yerli ve yabancı turist kara ve deniz yoluyla tahliye edilmiştir. 18 su atar uçak, 68 helikopter, 9 insansız hava aracı (İHA), 1 insansız helikopter, 850 arazöz, 430 iş makinesi ve 5.250 personelle müdahale edilen yangınlar on gün sonra tam anlamıyla kontrol altına alınmıştır.3

29 Kasım’da İstanbul ve Kocaeli’de etkili olan fırtına ise beş kişinin hayatını kaybetmesine, 38 kişinin yaralanmasına sebep olmuştur. Saatteki hızı 129 km’yi bulan lodos nedeniyle bazı binaların çatıları uçmuş, ağaçlar ve direkler devrilmiştir.

Sel, heyelan ve yangınların yaşandığı 2021’de ayrıca aletsel büyüklüğü 5.0’ten büyük sekiz deprem meydana gelmiştir.

Kasımda Erzurum’da aletsel büyüklüğü Ml=5.2 olan şiddetlice bir deprem Erzurum ve ilçeleriyle çevre illerde hissedilmiştir. Aletsel büyüklüğü Düzce’de Ml=5.2, Malatya’da Ml=4.9, Konya’da Ml=5.1 olan orta şiddette depremler bu ve çevre illerde hissedilmiştir.

31 Ağustos’ta Kütahya’da yerel saatle 14.04’te aletsel büyüklüğü Ml=5.0 olan ve orta şiddette meydana gelen deprem Kütahya ve ilçeleriyle çevre illerde hissedilmiştir. 25 Haziran’da Kuşbayırı-Karakoçan-Elazığ’da yerel saatle 21.28’de aletsel büyüklüğü Ml=5.3 olan şiddetlice deprem meydana gelmiş, Elazığ ve ilçeleriyle çevre illerde hissedilmiştir. 31 Ağustos’ta Aydınlar-Altıntaş-Kütahya’da yerel saatle 14.04’de aletsel büyüklüğü Ml=5.0 olan orta şiddette deprem meydana gelmiş, Kütahya ve ilçeleriyle çevre illerde hissedilmiştir. 13 Nisan’da Oniki Adalar-Akdeniz’de yerel saatle 23.28’de aletsel büyüklüğü Ml=5.3 olan orta şiddette deprem meydana gelmiş, Muğla ve ilçelerinde hissedilmiştir.

Afet Risklerinin Azaltılması ve TARAP

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de gün geçtikçe farklı şiddet ve büyüklüklerde meydana gelen afetler can ve mal kaybına neden olmakta ve sürdürülebilir kalkınma açısından tehdit edici bir unsur olmaktadır. 1970-1980’lerde dünyada afetlere yaklaşım, müdahale odaklıyken 1990’larda afet öncesi hazırlık durumuna geçerek büyük bir dönüşüm göstermiştir. Doğa kaynaklı afetlere karşı reaktif yaklaşımdan proaktif planlamaya geçiş sağlanmasıyla dünya çapında yaşanan çeşitli afetlerden dersler çıkarılması ve afet öncesi hazırlığa odaklanılması gerektiği konusunda ortak anlayış öne çıkmıştır. Bunun en somut göstergesi, 2015’te gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Konferansında 2015-2030 arası geçerli olmak üzere Sendai Çerçevesinin kabul edilmesidir. Afet risk azaltma, toplumun tüm kesimlerinin desteğini gerektiren uzun dönemli çabadır. Bu çabanın başarısı; stratejik amaçların gerçekleştirilmesine, belirlenen hedeflerin ve eylemlerin zamanında, önceliklere uygun hayata geçirilmesine, sorumlu ve ilgili kuruluşlar tarafından sahiplenilmesine, bütün paydaşların koordinasyon içerisinde çalışmasına, kaynakların doğru kullanımına ve yönlendirilmesine bağlıdır. Türkiye de 1999 Marmara depremlerinden sonra afet öncesi çalışmalara ağırlık vermeye başlamıştır. Bu çalışmaların en güncel gelişmesi, 2017’den beri çalışmaları süren ve 2021 sonu itibarıyla tamamlanan Türkiye Afet Risk Azaltma Planıdır (TARAP) ve ülkemizin afet yönetiminde riski önceleyen politikasının en önemli göstergesi olmuştur.

Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP); afet risklerini en aza indirebilmek için afetler olmadan gerçekleştirilmesi gereken faaliyetleri, belirli bir süreç dâhilinde sorumluları ve sorumluluklarıyla birlikte bir bütün hâlinde tanımlayan sürdürülebilir bir plandır.

TARAP ilesürdürülebilir, kendi ayakları üzerinde durabilen, afete dirençli yerleşimler oluşturmak, kaynakların etkili ve verimli kullanımıyla maksimum risk azaltmayı sağlamak amaçlanmaktadır. Böylece dirençli toplumlar ve güvenli yaşam alanları oluşturularak afetten kaynaklı kayıplar minimize edilecektir.

AFAD tarafından hazırlanan İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP), illerde afet risklerinin azaltılması için amaç, hedef ve eylemlerin yer aldığı bir plandır. 81 ilde tamamlanmış İRAP’larda yer alan eylemler bütünleştirilip TARAP belgesinin amaç, hedef ve eylemlerine altlık oluşturmuştur.

Sendai Çerçevesinde (2015-2030) yer alan ve uluslararası kabul gören stratejik öncelikler TARAP’ın da stratejik önceliklerini oluşturmuştur. Her stratejik önceliğin içeriğinde hedef, amaç, eylemler, bunları yapmakla yükümlü sorumlu kuruluş ve kuruluşa destek verecek ilgili kurum ve kuruluşlar tanımlanmıştır. Ayrıca her eylem için ilgili ve sorumlu kuruluşa verilen kısa, orta ve uzun vadeler de belirtilmiştir.

TARAP Üst Strateji Belgesi ışığında İRAP’larda belirtilen zarar azaltma eylemlerinin 81 ilde hayata geçirilmesiyle ülkemizin afet risklerinin önlenmesine veya azaltılmasına katkı sağlayacağı şüphesizdir. Can ve mal kayıplarının önlenmesi, doğa olaylarının afete dönüşmemesi ancak afet öncesinde yapılacak zarar azaltma çalışmalarıyla mümkün olabilecektir.


1. AA. (2021 2 Ocak). İzmir’de kuvvetli yağışın ardından yaralar sarılıyor. https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/izmirde-kuvvetli-yagisin-ardindan-yaralar-sariliyor/2132837
Atıf 

2. MGM. (2021 22 Kasım). 2021 yılı ağustos ayı alansal yağış raporu. https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/yagis-raporu.aspx?b=m
Atıf 

3. OGM (2021 13 Ağustos). Tüm orman yangınları kontrol altında. https://www.ogm.gov.tr/tr/haberler/tum-orman-yanginlari-kontrol-altinda
Atıf 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezleri kullanmaktayız.    Daha Fazla Bilgi