Türkiye geçtiğimiz on yılda uluslararası göç hareketliliğinden önemli ölçüde etkilenen ülkelerden biri olmuştur. Başta Suriye Savaşı olmak üzere yakın bölgelerdeki çatışmalar ve istikrarsızlık nedeniyle Türkiye’ye yönelen zorunlu göçlerin yanı sıra ekonomik büyüme, iş ve yatırım fırsatları, eğitim olanakları gibi faktörler Türkiye’nin gönüllü göç türleri açısından da hedef ülke konumunu pekiştirmektedir. 2023 sonu itibarıyla Türkiye’de düzenli göçmen nüfusu 4,6 milyona ulaştı. Bu rakamın yaklaşık 3,2 milyonunu geçici koruma statüsündeki Suriye uyruklu kişiler, 1 milyon 113 bin 761’ini ikamet izniyle bulunan yabancılar, 262 bin 638’ini ise uluslararası koruma altındaki farklı uyruklardan sığınmacılar oluşturmaktadır.
Diğer taraftan 2023 yılına ait resmî verilere göre, ikamet izinleri önceki yıla kıyasla 200 binden fazla düşüş gösterdi. Rusya-Ukrayna krizi sonrası Türkiye’de ikamet izniyle kalan iki ülke vatandaşlarının sayısı 2023’ün sonuna doğru yüzde 30’a yakın oranda azalırken geçici koruma altındaki Suriyeli nüfus ise son iki yılda yaklaşık yarım milyon kişi azaldı. Suriye’ye geri dönüşler, Türkiye’de vatandaşlık kazanımları ve üçüncü ülkeye göçler, düşüş eğilimini etkileyen faktörler arasında sayılabilir. 6 Şubat Depremleri’nin ardından Suriye’ye dönen 40-42 bin civarında kişiyle birlikte 2023 itibarıyla toplam gönüllü geri dönüş rakamlarının 600 bini aştığı, Türk vatandaşlığı elde eden Suriyeli sayısının ise 238 bine ulaştığı açıklandı. 2023’te farklı programlar kapsamında Türkiye’den üçüncü ülkelere yerleştirilen Suriyelilerin sayısı ise 60 binin üzerindedir. 2023’te uluslararası koruma başvurusu yapanların sayısı 19 bin civarında olup önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 40 oranında azalmıştır. Başvuru yapan ilk üç uyruk, sırasıyla Afganistan (13.068), Irak (2776) ve İran’dır (1416).
Göç alanı da dâhil 2023’te Türkiye’nin insani çalışmalar gündemine yön veren başlıca konu 6 Şubat Depremleri’nin çok boyutlu etkilerini hafifletmeye yönelik gerçekleştirilen acil müdahale ve iyileştirme çalışmalarıdır. Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve Türkiye’nin 11 ilinde geniş çaplı yıkıma yol açan şiddetli depremler, aynı zamanda Suriye’yi de etkileyerek iki ülkede 58 binden fazla can kaybına sebep oldu. Türkiye’de geçici koruma altındaki Suriyeli nüfusun yaklaşık %50’sinin depremden etkilenen illerde kayıtlı olduğu dikkate alındığında bölgedeki toplam 16 milyona yakın nüfusun yaklaşık 1,8 milyonunu geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sığınmacılar ve diğer uluslararası göçmenler oluşturmaktadır.
Depremler nedeniyle göçmen ve yerel topluluklardan çok sayıda kişi yerinden edildi, geçim kaynaklarını kaybetti, psikolojik travmayla karşı karşıya kaldı ve eğitim gibi temel hizmetlere erişimde güçlükler yaşadı. Deprem bölgesindeki Suriyeli sığınmacıların hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla yetkililer tarafından belirli süre için ülke içi seyahat kısıtlamaları kaldırıldı ve 6 ay içinde geri dönme imkânıyla Suriye’ye gidilebilmesi için düzenlemeler yapıldı. Ancak depremler sonrasında bölgede yaşayan sığınmacı ve göçmenlerin durumunu inceleyen çalışmalar, göçmen olmaktan kaynaklı kırılganlıkların afet sonrasında yaşanan sosyal ve ekonomik kayıplarla daha da derinleştiğini gösterdi. Göçmenlerin yaşam alanlarını bir kez daha kaybetmeleri, sosyal medyada artan nefret söylemi ve dezenformasyon nedeniyle ayrımcılık ve dışlanmayla karşı karşıya kalmaları, bilgiye ve hizmetlere erişimde dil engeliyle karşılaşmaları gibi etkenler sürdürülebilir koruma önlemlerine daha fazla ihtiyaç duymalarına yol açtı. Afganistan, İran, Irak, Somali gibi farklı uyruklardan göçmenler de depremler sonrası dönemde artan toplumsal gerilime maruz kalma, konut ve iş bulamama, kira fiyatlarının yükselmesi gibi sorunlar yaşadıklarını ifade etti.
Depremlerin hemen ardından Türkiye ve dünyanın farklı yerlerinden gönüllüler bölgede AFAD, Kızılay gibi kurumların arama kurtarma, acil ihtiyaç desteği ve insani yardım çalışmalarına katıldı. Afetten etkilenen bölgelerin sosyal ve ekonomik açıdan yeniden inşa edilmesine yönelik başta barınma olmak üzere eğitim, sağlık, psikososyal destek, nakit yardımı, geçim kaynaklarına erişim gibi alanlarda yürütülen çok sayıda çalışma sığınmacılar ve göçmenleri de kapsamaktadır. Hükûmetin öncülüğünde devam eden insani müdahale çalışmalarına kamu kurumları koordinasyonunda BM kuruluşları, Avrupa Birliği (AB), Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) gibi uluslararası kuruluşlar ile yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşları bir dizi proje gerçekleştirerek katkıda bulunmaktadır. Bu projelerin bir kısmı aşağıda sıralanmıştır:
- Göçmen ve yerel topluluklar arasında en kırılgan hanelerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için nakit desteği sağlayan “Birlikte İyilik Zamanı” [Dünya Gıda Programı (WFP)-IFRC-Kızılay]
- 0-17 yaş arası çocuk sahibi ailelere nakit yardımı sağlayan “Önce Çocuklar” projesi [BM Çocuk Örgütü (UNICEF)- Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı- Kızılay]
- Depremler ardından kapsamı genişletilen ve koruma hizmeti sunan “Kentli Mültecilere Yönelik Koruma, Saha Ziyaretleri ve Çözümler Projesi” [Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)- Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD)]
- Engelli bireyler de dâhil hem yerel hem göçmen topluluklara bütünleşik koruma, su sanitasyon ve hijyen (WASH) hizmetleri sağlayan “Türkiye’nin Kahramanmaraş ve Hatay İllerinde Meydana Gelen Depremlerden Etkilenen İnsanlara Veriye Dayalı İnsani Müdahale” projesi [Uluslararası Göç Örgütü (IOM)- AB]
- Depremden etkilenen çocuk ve ailelere yönelik koruma ve psikososyal destekleyici hizmetleri sunmak amacıyla kurulan “Çocuk, Ergen, Aile Destek Merkezleri” (UNICEF- SGDD)
- Deprem sebebiyle işsiz kalmış ve ihtiyaç sahibi kişilerin geçim kaynaklarına erişimini sağlayan “WFP SES ile Erken İyileşme Projesi” (WFP-SGDD)
- “Depremden Etkilenen Çocukların Eğitime Erişiminin Kolaylaştırılması Projesi” (Millî Eğitim Bakanlığı- Taipei Ekonomi ve Kültür Misyonu- SGDD)
- Depremden etkilenen toplulukların kendi ihtiyaçlarına yönelik geliştirdikleri projeleri mikro hibeyle destekleyen “Yerelin Liderliğinde Güçlenme Programı” (Hayata Destek- Center for Disaster Philantrophy)
- Deprem bölgesinde ikamet eden yaklaşık 400 Afgan mülteci ve göçmen aileyi de kapsayarak depremden etkilenenlere insani ve geçim desteği sunan “Hayatları Yeniden İnşa Etmek: Depremden Etkilenen İnsanları Güçlendirmek” projesi (Turkish Philanthropy Funds- Afgan Mülteciler ve Dayanışma Derneği)
- Türkiye’nin 2023 göç gündeminde dikkat çeken bir diğer konu düzensiz göçün önlenmesine yönelik yürütülen çalışmalardır. 2023’te yakalanan düzensiz göçmen sayısı bir önceki yıla benzer olarak 247 binin üzerindedir. Yakalanan düzensiz göçmenlerin uyruklara göre dağılımı incelendiğinde birinci sırada Afganistan, ikinci sırada ise Suriye uyruklu göçmenler yer almaktadır. Duvar inşası, elektro-optik kuleler, termal kameralar gibi sınır güvenliğini arttırıcı önlemlerin yanı sıra şehir merkezlerine konuşlandırılan mobil göç araçları gibi yeni uygulamalarla, vize muafiyeti veya ikamet ihlali gibi nedenlerle de düzensiz statüdeki göçmenlerin tespitine yönelik çalışmaların arttığı görülmektedir. Aralık 2023 itibarıyla tüm büyükşehirlere kurulan Mobil Göç Noktalarında kalışlarının sorgulandığı toplam 143 bine yakın kişiden düzensiz göçmen olduğu tespit edilen 47 bin kişinin sınır dışı edilmek üzere geri gönderme merkezlerine sevk edildiği açıklanmıştır. Göçmen kaçakçılığı, insan ticareti gibi düzensiz göçle ilişkilendirilen ve insan güvenliğini tehdit eden küresel sorunlarla mücadeleye yönelik çalışmalar da devam etmektedir. 2023’te yetkililer tarafından yürütülen operasyonlar sonucunda 10 binin üzerinde göçmen kaçakçısı yakalanarak son on 10 yılın en yüksek rakamına ulaşılmıştır. Sahil Güvenlik Komutanlığı verilerine göre denizlerdeki operasyonlarda 50 binin üzerinde düzensiz göçmen kurtarılmış, 152 göçmen kaçakçısı ise yakalanarak cezai işlem uygulanmıştır. 2023’te tespit edilen insan ticareti mağduru sayısı ise 211’dir.
2021-2025 Düzensiz Göçle Mücadele Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı doğrultusunda sınır yönetimi, düzensiz göçün kaynağında önlenmesi, gönüllü geri dönüş, uluslararası iş birliği gibi alanlarda projeler yürütülmektedir. Bunlar arasında;
- İdari gözetime alternatif tedbirlerin uygulanmasında Göç İdaresi Başkanlığı ve İl Göç İdaresi Müdürlüklerine teknik destek sağlayan “Türkiye’de İdari Gözetime Alternatif Tedbirlerin Uygulanmasına ilişkin Kapasitelerin Güçlendirilmesi” (ENACT) başlatılması [Göç İdaresi Başkanlığı-Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD)],
- Türkiye’de bulunan Pakistan uyruklu göçmenlerin güvenli ve insani bir şekilde geri dönüşlerini hızlandırmak amacıyla elektronik geri kabul vaka yönetim sistemi kurulmasına yönelik sözleşmenin imzalanması [Göç İdaresi Başkanlığı-Pakistan İslam Cumhuriyeti Ulusal Kayıt ve Veri Tabanı Kurumu (NADRA)],
- “Türkiye’de Destekli Gönüllü Geri Dönüş Koordinasyon Merkezlerinin kurulması” (RETOUR) başlıklı proje kapsamında İstanbul’da Ulusal Destekli Gönüllü Geri Dönüş ve Yeniden Uyum Koordinasyon Merkezi açılması [Göç İdaresi Başkanlığı-ICMPD] gibi projeler sayılabilir.
Düzenli göç alanında ise sistematik ve veriye dayalı politikalar geliştirilmesi, kurumsal kapasitelerin ve kurumlar arası iş birliğinin güçlendirilmesi, ulusal sığınma sisteminin yapılandırılması, göçmenlerin sosyal ve ekonomik uyumunun desteklenmesine yönelik başta Göç İdaresi Başkanlığı ve Türk Kızılay olmak üzere IOM, UNHCR, ICMPD gibi uluslararası kuruluşlar, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları çalışmalarına devam etmektedir. 2023’te yürütülmeye başlanan veya devam eden projelerden birkaçı aşağıda sıralanmıştır:
- “Ulusal Sığınma Prosedürlerinin Etkinliğinin Uluslararası Standartlar ve Ulusal Mevzuata Uygun Olarak Kuvvetlendirilmesi” projesi (Göç İdaresi Başkanlığı-UNHCR)
- “Türkiye’de Düzenli Göç Politika Çerçevesini Geliştirmek amacıyla Analiz ve Operasyonel Kapasitenin Güçlendirilmesi” projesi (Göç İdaresi Başkanlığı-ICMPD)
- Kızılay Sosyoekonomik Güçlendirme Programı kapsamında yürütülen “Geliştirilmiş Pazar Bağlantıları ile Mülteciler ve Türkiye Vatandaşlarına Kayıtlı Tarım İstihdamı Desteği Projesi” (Kızılay-Dünya Bankası-Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri); İşgücü Piyasasına Geçişin Desteklenmesi Projesi (Dünya Bankası-AB)
- Kayıtlı iş gücü piyasasına erişimi kolaylaştırmayı amaçlayan “Geçici Koruma Altındaki Suriyeliler ve Türk Vatandaşları için İnsana Yakışır İş Fırsatlarının Desteklenmesi’ (Uluslararası Çalışma Örgütü-T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı)
- 15 pilot belediyeye veriye dayalı politikalar üretme konularında destek veren “Belediyelerin Göç Veri Yönetimi Kapasitesinin Artırılması Projesi” (RESLOG Türkiye-Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı)
2023 aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası göç gündemine aktif yön verdiği, göç alanında ikili ve çok taraflı iş birlikleri geliştirilmesi için inisiyatifler aldığı bir yıl olmuştur. Bu bağlamda ICMPD Yürütme Kurulu Dönem Başkanlığını üstlenerek başta “Kalıcı Çözümler için Kaynak Ülkelere Odaklanmak” teması olmak üzere göç yönetiminde çok paydaşlı diyalog ve bilgi paylaşımının önemini vurgulayan çalışmalar yürütmüştür. Bu çalışmalar arasında ulusal ve uluslararası paydaşları bir araya getiren “Göç Yönetiminde Çok Aktörlü Operasyonel İş Birliğinin Geliştirilmesi: Göç Yönetimi Makamları Arasında Ağ Oluşturma Etkinliği (MAGNET)” (Göç İdaresi Başkanlığı-ICMPD) yer almaktadır.
İlgili küresel örnekler ışığında bakıldığında düzenli ve düzensiz göçün yönetiminde geleneksel politikaların yanı sıra göçmen kabul veya ret süreçlerini dışsallaştıran yeni uygulamaların giderek daha da yaygınlaştığı görülmektedir. 2023’te bu tür uygulamalara eklenen yeni bir örnek Amerika Birleşik Devletleri, İspanya, Kanada gibi ülkelere insani koruma ve diğer düzenli göç yolları için başvuruda bulunmak isteyenlere yönelik Güney ve Orta Amerika ülkelerinde kurulan “Güvenli Hareketlilik Ofisleri”dir (Safe Mobility Offices). İtalya’ya deniz yoluyla ulaşan bazı göçmenlerin başvurularının Arnavutluk’ta değerlendirilmesinin yolunu açan ancak Arnavutluk Anayasa Mahkemesi tarafından geçici olarak durdurulan İtalya-Arnavutluk Anlaşması, Avrupa’ya yönelik düzensiz göçün önlenmesine yönelik Tunus-AB anlaşması gibi göç yönetimini dışsallaştıran tartışmalı uygulamaların, AB’nin yeni Göç ve İltica Paktı’nın uluslararası göç dinamiklerine nasıl yansıyacağı gelecek yılın gündeminde öne çıkması beklenen başlıklar arasında sayılabilir. 2023 sonuna doğru yaşanan en önemli gelişme ise İsrail’in hızla genişleyen işgal politika ve uygulamalarına karşı Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği eylemin ardından İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği şiddetli bombardıman ve uyguladığı sıkı abluka sonucunda yaklaşık 1,8 milyon Filistinlinin zorla yerinden edilmesidir. Yaşanan insani krizin ve olası kitlesel zorunlu göç hareketlerinin önümüzdeki yılın göç gündeminde önemli yer tutması öngörülmektedir.
Türkiye özelinde ise deprem sonrası süreç göçmenlerin çoklu krizler karşısında kırılganlıklarını uzun vadede azaltmak amacıyla kendi kendine yeterli hâle gelebilmeleri, sosyal ve ekonomik anlamda güçlenmelerini destekleyecek kalkınma odaklı göç politikalarının önemini ortaya koymaktadır. Bu hususta Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın önerdiği Türkiye Kompaktı gibi göçmenler ve yerel topluluklar için yeni istihdam yaratımını teşvik eden, sosyoekonomik kapsayıcılığı güçlendirebilecek potansiyelde mekanizmaların hayata geçirilmesi önem taşımaktadır.
1 Göç İdaresi Başkanlığı. (2023). İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: “Düzensiz göçmenlere ve göçmen kaçakçılığı organizatörlerine asla geçit vermiyoruz” https://www.goc. gov.tr/icisleri-bakani-ali-yerlikaya-duzensiz-gocmenlere-ve-gocmen-kacakciligi-organizatorlerine-asla-gecit-vermiyoruz
2 Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM). (2023). Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurul Tutanağı, Tutanak Dergisi 28. Dönem 2. Yasama yılı 37. Birleşim https://tbmm.gov.tr/Tutanaklar/Tutanak?Id=a5c9f9d4-4774-4c7c-ab7b-018c71cda4cc&BaslangicSayfa=64&BitisSayfa=64
3 International Organization of Migration (IOM). (2023). MPMTürkiye Migrants’ Presence Monitoring Situation Report (November2023) https://reliefweb.int/report/turkiye/mpm-turkiye-migrants-presence-monitoring-situation-report-november-2023
4 2023 T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı. (2023). Kahramanmaraşve Hatay Depremleri Raporu. s. 9.
5 Kirişçi, K . (2023). After the earthquake: Refugees should be included in Turkey’s reconstruction https://www.brookings.edu/articles/after-the-earthquake– refugees-should-be-included-in-turkeys-reconstruction/; Kızılay Göç Programları Geliştirme ve Koordinasyon Müdürlüğü. (2023). Afetten etkilenen göçmen gruplar: Nisan 2023; Ağustos 2023.; Hayata Destek. (2023). Deprem Acil Durum Raporu https://www.hayatadestek.org/wp-content/ uploads/2023/10/231013_HayataDestek_Sitrep26.pdf; Duruel, M. Afetlerde Göçmen Olmak: 6 Şubat Depremi Hatay Örneği. Mukaddime, 14(2). s. 227-255.
6 Bhat, J. Mixed Migration Centre (2023) Türkiye-Syria earthquake’s impact on Afghan, Iranian, Iraqi and Somali refugees in Türkiye. s.5-6.
7 Göç İdaresi Başkanlığı. (2023). İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: “Düzensiz göçmenlere ve göçmen kaçakçiliği organizatörlerine asla geçit vermiyoruz” https://www.goc. gov.tr/icisleri-bakani-ali-yerlikaya-duzensiz-gocmenlere-ve-gocmen-kacakciligi-organizatorlerine-asla-gecit-vermiyoruz
8 Göç İdaresi Başkanlığı. (2023). ICMPD81. yürütme kurulu toplantısı Viyana’da gerçekleştirildi. https://www.goc.gov.tr/icmpd-81-yurutme-kurulu-toplantisi-viyanada-gerceklestirildi
9 United Nations.(2023). Hostilities in the Gaza Strip and Israel – OCHA Flash Update #52 https://www.un.org/unispal/document/hostilities-in-the-gaza- strip-and-israel-ocha-flash-update-52/#:~:text=Over%201.8%20million%20 people%20in,156%20UNRWA%20facilities%20across%20Gaza.
10 Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP). (2023). Türkiye kompaktı fizibilite çalışması https://www.undp.org/turkiye/publications/feasibility-study-turkiye-compact