Birleşmiş Milletler Küresel İnsani Yardıma Genel Bakış Raporu’na göre insani yardım ve koruma ihtiyacı olan kişi sayısı 2021’de 235 milyonken 2022’nin sonuna gelindiğinde bu sayının 274 milyona çıkacağı, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Güvenliği ve Beslenme Raporu’na göre ise yeryüzünde 690 milyon insanın gün boyunca yeterli gıdaya erişemediği ve 2030’a kadar 840 milyonu aşkın insanın açlıkla karşı karşıya kalacağının tahmin edildiği bildirilmiştir.
Son yıllarda dünyamızda küresel çapta meydana gelen savaşlar, afetler, yoksulluk, mülteci sorunu, uluslararası terörizm ve iklim değişikliğinin yol açtığı krizler ve salgın hastalıklar nedeniyle insani yardım kuruluşlarına dolayısıyla da insani yardım çalışanlarına her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır.
Günümüzde yardım çağrılarına olan talebin katlanarak arttığı görülmekle birlikte dünyanın çeşitli yerlerinde meydana gelen bu kriz ve afetlerde her yıl, dünyada birçok insani yardım kuruluşu tarafından on binlerce uluslararası yardım çalışanı görevlendirilmektedir.
İnsani yardım faaliyetleri kapsamında görevlendirilen yardım çalışanları genellikle zorlu şartlarda ve tehlikeli ortamlarda görev yapmaktadır. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin [The United Nations Office for the Coordination of Humanitarian Affairs (OCHA)] açıklamalarına göre 2021’de 460 insani yardım görevlisi saldırıya uğramış; bu kişilerden 140’ı hayatını kaybetmiş, 203’ü yaralanmış, 117’si kaçırılmıştır.
İnsani yardım ortamları göz önüne alındığında çalışma koşullarındaki zorlu şartlar insani yardım çalışanlarını travmatik olaylar ve şiddetle karşı karşıya bırakarak çalıştıkları tehlikeli ve riskli ortam nedeniyle hem fiziksel hem psikolojik açıdan etkilemekte, olumsuz sonuçlara karşı savunmasız hâle getirmektedir.
Bu nedenle her geçen gün büyüyen insani iş gücünün başta güvenlik, sağlık ve çalışma koşulları olmak üzere refahlarının korunması ve motivasyonlarının arttırılması noktasında önleyici tedbirler ve stratejiler geliştirilmesi önem arz etmektedir.
Türk Kızılay olarak 2021-2030 Stratejik Planı doğrultusunda şekillendirdiğimiz yenilikçi iş modeliyle tüm faaliyetlerimizi; çalışanlarımıza, toplumsal ve çevresel sorumluluğa odaklı sürdürülebilirlik yaklaşımımızı iş modelimizin merkezine alarak yürütüyoruz.
Bu gelecek vizyonu doğrultusunda bugün farklı iş modellerine sahip dünyanın birçok ülkesinde başarıyla faaliyet gösteriyor, etki alanımızı her geçen gün daha da genişletiyoruz. Hayata geçirdiğimiz işler ve projelerde ortak değer yaratma düşüncesiyle toplumun ihtiyaçlarına ve küresel sürdürülebilir kalkınma hedeflerine hayat vermek için tüm dünyadaki paydaşlarımızla iş birliği içinde hareket ediyoruz.
Bir insani yardım kuruluşu olarak yurt içi ve yurt dışında sosyal yardım faaliyetlerinin yanı sıra insan kaynaklı krizler, doğa kaynaklı afetler, silahlı çatışmalar ve diğer acil durumlarda ihtiyaç sahibi insanlara acil yardım sağlayan uluslararası arenada en önemli insani yardım ve kalkınma aktörleri arasında yer almaktayız.
Türk Kızılay olarak gerek ofis gerekse saha çalışanlarımıza mutlu, güvenli ve motive edici bir çalışma ortamı sunarak yüksek iş performansı ve sürekli gelişimlerini sürdürülebilir kılmaya ilaveten yüksek yaşam kalitesine ulaşmalarını destekleyici insan kaynakları uygulamaları geliştiriyoruz.
Özellikle sahada görev alacak yardım çalışanlarının, sağlıklı ve güvenli bir ortamda görev yapabilmeleri için yasal gerekliliklerle birlikte önlenebilir risklere maruz bırakmamak için güvenlik ve sağlık başta olmak üzere fiziksel ve psikolojik refahın korunması ve motivasyonun arttırılması amacıyla kurumun ilgili yapıları tarafından görev öncesi, esnası ve sonrasında gerekli aksiyonlar alınmaktadır.
Sahada görevlendirilecek personel öncelikle nitelik, yetkinlik ve yeterlilik bakımından göreve uygun çalışanlar arasından seçilmektedir. Aynı zamanda zorlu ve tehlikeli şartlar altında görev yapacak yardım çalışanlarına sahaya görevlendirmeleri yapılmadan önce sağlık taraması tamamlanarak göreve uygunlukları değerlendirilmektedir. Göreve uygun görülen çalışanların ise salgın hastalıklara karşı aşısı yapılarak takip edilmektedir.
Bununla birlikte güvenliklerinin sağlanması noktasında göreve ve bulunacağı alana ilişkin dikkat edilmesi gereken hususlarla birlikte olası tehlike ve risklere karşı bilgilendirme yapılmakta aynı zamanda profesyonel kuruluşlardan güvenlik eğitimi almaları sağlanmaktadır.
Öte yandan sahada görev alan yardım çalışanlarının, dünyanın birçok farklı ülkesinde IFRC gibi önde gelen köklü kuruluşların çalışanlarıyla birlikte ortak çalışma yürütmesinden kaynaklı deneyim kazanımı ve aktarımı başta olmak üzere vizyoner bakış açısı edinme, güncel uygulamaları yerinde görme ve uygulama, çoklu liderlik becerisi, çeviklik, kendini ifade etme ve kendini gerçekleştirme beceri ve yetkinlikleri gelişmektedir.
Aynı zamanda sahada görevli yardım çalışanları, sahada kazandıkları deneyimlerin kurum genelinde yaygınlaşması noktasında mentörlük etmektedir. Bu durum saha çalışanlarının gelişimlerine sağladığı katkı nedeniyle kariyer gelişimleri noktasında dikkate alınmakta olup “Kariyer ve Yetenek Yönetimi” kapsamında alınacak aksiyonları etkilemektedir. Ayrıca motivasyonun arttırılması bakımından “Takdir ve Tanıma Programı” işletilmektedir.
Sonuç olarak son yıllarda artış gösteren savaş, çatışma, afet, kıtlık vb. nedenlerle dünya genelinde küresel olarak yardım çağrılarında artış meydana gelmekte ve bu artışın katlanarak artacağı tahmin edilmektedir. Bu durum insani yardım kuruluşlarına ve insani yardım çalışanlarına duyulan ihtiyacı da arttıracaktır. Bu nedenle kuruluşların sistemsel, teknolojik ve yapısal açılardan yeni iş modelleri geliştirmesi gerekmektedir. Türk Kızılay olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da sürekli gelişimi önemsiyor, yeni iş modelleri ortaya koyuyoruz.
Ayrıca Türk Kızılay’ın geleceğine katkı sağlayan kurum kültürü ve değerlerine sahip çıkan, değişim ve gelişime açık, ilerleme odaklı, her alanda güçlü ve etkili bir liderlik sergileyen, kaynaklarını ve zamanı etkin ve verimli kullanan, sosyal sorumluluk duyarlılığı yüksek ve Kızılaycılık ruhunu yansıtan bir iş gücüyle çalışmalarımıza devam etmeyi arzuluyor, bu anlamda gereken iradeyi gösteriyoruz.