Tarih boyunca insanlık farklı türlerde afetlere yakalanmış ve büyük yıkımlara maruz kalmıştır. Deprem, sel, çığ gibi bazı afet türlerinin önceden tespiti mümkün olmadığından veya gerekli önlemler alınmamış olmasından dolayı bunların bıraktığı izler de o ölçüde büyük olmuştur.
2020 yılı ülkemiz ve Türk Kızılay için hiç unutulmayacak dönemlerden biri olarak zihinlerimize kazındı. Afetlerin bıraktığı izler ile birlikte COVID-19 pandemisi de mart ayından itibaren ülkemizde sosyal hayatı derinden etkiledi. Genel anlamda bir afet yılı olarak değerlendirebileceğimiz bu dönem birtakım hayati dersler çıkarmamıza, toplum temelli ve riskleri azaltmaya yönelik çalışmalara ağırlık vermemize vesile oldu.
Yılın ilk büyük afeti 24 Ocak 2020’de 41 vatandaşımızın hayatını kaybettiği 6.8 büyüklüğündeki Elazığ-Malatya depremi idi. Kızılay, Türkiye Afet Müdahale Planı’nda (TAMP) kendisine verilen beslenme görevi başta olmak üzere barınma, psikososyal destek ve ayni yardım gibi birçok alanda afetten etkilenen vatandaşlarımızın yanında yer aldı.
Bu depremin yaraları henüz sarılamamışken Van’da meydana gelen çığ felaketi ve sonrasında İzmir, Van, Bingöl depremleri; Giresun-Dereli seli; Sakarya havai fişek fabrikası patlaması başta olmak üzere toplam 137 afet ve acil duruma Kızılay afet ekipleri tarafından anında müdahale gerçekleştirildi.
COVID-19 pandemisi dolayısıyla KYK yurtlarında karantina altına alınan vatandaşlara 6 milyonu aşkın öğün sıcak yemek ikramı da Türk Kızılay afet ekipleri tarafından başarı ile ifa edildi.
Elazığ/Malatya depreminin hemen ardından Türk Kızılay Afet Yönetimi birimi tarafından iki çalıştay düzenlendi; bu çalıştaylarda afetlere hazırlık safhalarından müdahale aşamalarına kadar birçok faaliyet alanı derinlemesine incelendi, Kızılay’ın afetlere müdahale yöntemleri bütün yönleriyle müzakere edildi. Ayrıca mevcut afet organizasyonu, geçmişteki hareket kabiliyeti, saha tecrübeleri ele alındı ve ilgili personelin katılımı ile kapsamlı bir bilgi ve tecrübe alış verişi gerçekleştirildi.
Her bir birim tarafından ele alınan konularla ile ilgili somut öneriler de tespit edildikten sonra ivedi bir şekilde manevra kabiliyetine uygun bir afet organizasyon yapısı ve bununla birlikte modern bir afet yönetimi modeline ihtiyaç duyulduğu saptandı. Bu modelle birlikte Kızılay uzun vadede yenilikçi çözümleri içerisinde barındıracak teknolojik gelişmeleri hayata geçirmeyi hedeflemekteydi.
Her bir somut öneri hızlı bir şekilde kurgulanmaya başlandı. İlk olarak organizasyon yapısı üzerinde çalışıldı. Dünyada afet konusunda oldukça ilerlemiş olan sekiz kurumun yapıları ve müdahale şekilleri ayrıntılı bir şekilde analiz edildi. Hem iç dinamikleri destekleyen hem de dış dünyaya uygun bir organizasyon yapısı kurgulandı. Buna göre afet bölgelerine intikal edecek ekiplerin hareket usulleri revize edildi. Böylece afetlerin meydana geldiği andan itibaren afet bölgesine hızlıca intikal edildi ve ilk ihtiyaç tespiti süratle yapıldı. Bunun hayata geçmesiyle birlikte 2020 yılı içerisinde meydana gelen tüm afetlerde Kızılay sahaya ilk intikal edenler arasında yerini aldı.
Kızılay’ın bütün yapılarının, olağan dönemlerde kendi faaliyetlerini icra ederken afet anında kabuk değiştirerek afete müdahale çalışmasında rol alabilmesini sağlayan Kızılay Afet Müdahale Planı’nın (KAMP) ilk fazı bu yıl içerisinde tamamlandı. Bütün birimlerin olası bir afet anında Olay Komuta Sistemi’nde nasıl şekil alacaklarını ve hangi görevleri üstleneceklerini tanımlayan KAMP’ın II. fazı olan “operasyon alanlarının tamamlanması” hedefine de 2021 yılında erişilmesi planlanmaktadır. Afetlere müdahale kapsamında sadece insan kaynağı değil aynı zamanda ekipman, araç, stok takibi, lojistik gibi birçok unsurun bir arada olacağı, coğrafi bilgi sistemlerinin kullanılacağı ve yapay zekâ uygulamasının da içinde bulunacağı Kızılay Afet Yönetim Sistemi’nin (KAYS) temelleri atıldı. Bu modern uygulamanın hayata geçmesi ile birlikte meydana gelecek bir afetin etki alanı, büyüklüğü, seviyesi gibi birçok parametrenin analizinden sonra optimum müdahale algoritması çıkartılacak ve buna göre görev alacak personel ve diğer tüm unsurlar otomatik olarak hareket çağrısı alacaktır.
Türkiye Afet Müdahale Planı’na (TAMP) göre Kızılay’ın ana çözüm ortağı olduğu beslenme alanında da birtakım çalışmalar gerçekleştirildi. Beslenme hizmeti sunan diğer aktörlerle eşgüdümü sağlamak amacıyla Beslenme Platformu adı altında bir oluşuma gidildi. Böylece afet anında beslenme hizmetini verecek olan sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği gerçekleştirilerek afet anlarında koordinasyonun daha etkin bir şekilde sağlanmasının yanında afetler öncesi birtakım standartların hayata geçirileceği bir zemin oluşturuldu.
Her bir ilin kendi potansiyelini ortaya çıkarmak, afetler öncesi farkındalığı artırmak ve afet anında kendi öz kapasitelerini sahada hayata geçirebilmek için Beslenme Stratejik Planının pilot uygulaması Manisa’da gerçekleştirildi. 2021’in ilk çeyreğinde 9 ilin stratejik çalışmaları tamamlanıp devam eden sürede tüm Türkiye’de bu planın hayata geçirilmesi planlanmaktadır.
Afetlerin meydana geldiği andan itibaren çok hızlı bir şekilde sahaya intikal edebilmek, sahadan sağlam verileri merkeze ulaştırabilmek, kriz masasında Türk Kızılay’ı temsil edebilmek ve ana ekipler sahaya intikal edinceye kadar saha koordinasyon zeminini hazırlayabilmek için her müdahale merkezinde afet müdahale timleri oluşturulması için ilk çalışmalar başlatıldı. Bu kapasitenin şubeler düzeyinde de yürütülmesi için şube afet timlerinin ve şubelerin koordinesinde mahalle afet timleri eğitimleri verilmeye başlandı.
Türk Kızılay’ın beslenme hizmetinin yanı sıra arama kurtarmada da gerekli desteği verebilmesi için 2020 yılında iki ekip kurularak hafif arama kurtarma eğitimleri almaları sağlandı. Bu eğitimleri 2021 yılı içerisinde afet yönetimindeki tüm müdahale personelinin alması hedeflenmektedir.
Şunu çok iyi biliyoruz ki afetler asla kendi sıralarını beklemez ve birçok riski de bünyelerinde barındırır. Türk Kızılay bu bilinçle afetler ve COVID-19 pandemisi ile yoğun geçen bir yıla rağmen kendini devamlı geliştiren modeller üzerinde yoğun çalışmalar gerçekleştirerek toplumun her kademesinin çözümün bir parçası olmasını hedefliyor ve bunun için gerekli tüm alt zemini de hazırlama gayreti içerisinde bulunuyor.