Türkiye nüfusunun tamamına; her haneye, her aileye, her bireye temas eden Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının (AÇSHB) üç temel hedefi bulunmaktadır: Mutlu ve üretken birey, uyumlu aile ve müreffeh toplum.
Bu hedefler doğrultusunda, bireyi ve aileyi güçlendirici sosyal hizmetleri hayata geçiren AÇSHB, aynı zamanda sosyoekonomik kalkınmaya katkı sağlamak için çalışma hayatını düzenleyen ve denetleyen tedbirler almaktadır.
AÇSHB, toplumun tüm kesimlerini; aileyi, nesli, çocukları, kadınları, engellileri, yaşlıları, ihtiyaç sahiplerini, şehit yakınlarını ve gazileri, işçileri, işverenleri, iş arayanları ve emeklileri kapsayan bir “sosyal koruma” sağlamaktadır. Özel politika gerektiren gruplara yönelik koruyucu ve önleyici programlar, odaklı istihdam politikaları ve hak temelli sosyal yardım uygulamaları üzerine inşa edilmiş “sosyal koruma”, bireyden aileye, aileden topluma geniş bir etki alanına sahiptir.
AÇSHB’nin deprem, sel, salgın hastalık gibi olağan dışı durumlarda, faaliyetleri ve hizmetleri, temelde önleyici, koruyucu ve iyileştirici olarak öne çıkmaktadır.
AÇSHB’nin olağan dönemlerde ortaya koyduğu kapasite geliştirmeye yönelik faaliyetler, olağan dışı durumlara karşı direnç seviyesinin yükselmesine önemli katkı sağlamıştır. Bu bağlamda; istihdamın korunmasına yönelik araç çeşitliliği, genel sağlık sigortası, yurt geneline yayılmış sosyal yardım ağı ve bakım hizmetleri salgınla ve afetle etkin mücadelede başat bir rol oynamaktadır.
COVID-19 Salgınıyla Mücadele Kapsamındaki Faaliyetler
2020 yılında, COVID-19 salgını tüm dünyada sosyal hayatı ve çalışma hayatını etkisi altına almıştır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca salgının olumsuz etkilerini azaltmak ve vatandaşları korumak amacıyla sivil toplum kuruluşları, sendikalar, iş dünyası ile kapsamlı istişarelerde bulunulmuş, çözüme yönelik tedbirler “Sosyal Koruma Kalkanı” adıyla hayata geçirilmiştir. Sosyal Koruma Kalkanı; çalışma hayatı, sosyal güvenlik, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler şeklinde dörtlü saç ayağından oluşmaktadır.
Salgının çalışma hayatına etkilerini asgariye indirme doğrultusundaki temel hedef; istihdam imkânlarını, işçileri ve işverenleri birlikte gözetmek olmuş, bu doğrultuda kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği, normalleşme desteği gibi etkin uygulamalar hızla hayata geçirilmiştir. Salgından etkilenen sektörlerdeki işletmelerin sigorta primi ödemeleri ertelenerek işveren ve çalışanlara destek olunmuştur.
Güçlü ve sürdürülebilir sosyal güvenlik sistemi, alınan ilave tedbirlerle, ülkemizin salgınla mücadele sürecindeki dayanıklılığını artırmıştır. Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) sürekli güncellemeler yapılarak tanı ve tedavi süreçlerinde vatandaşlardan katılım payı ve diğer ilave ücretlerin alınmaması sağlanmış, COVID-19 hastalarının tedavisinde kullanılan ilaçlar ve immün plazma tedavisi de geri ödeme listesine eklenmiştir.
Yatarak tedavi gören COVID-19 tanılı hastalara sağlık hizmeti sunan profesyoneller için bulaşı önlemeye yönelik yüksek maliyetli bakım hizmetleri geri ödemeye alınmıştır. Böylece bu kapsamdaki hastalara hizmet veren hastanelere, her bir hasta için günlük 660.-TL ek ödeme yapılmaya başlanmıştır.
Yurt dışından gelen kişilere tek hekim tarafından 14 güne kadar istirahat/ iş göremezlik raporu düzenlenmesi imkânı ve raporlu olunan günler için iş göremezlik ödeneğinin ödenmesi temin edilmiştir. Yurt dışında olup sağlık yardımı belgesi talep eden vatandaşların e-posta ile yaptığı başvurular kabul edilmiş, sağlık yardım belgeleri düzenlenerek bu vatandaşların yurt dışında sağlık yardımı almalarına imkân sağlanmıştır.
COVID-19 salgını sürecinde, sosyoekonomik açıdan karşılaşılan zorluklardan birisi de sosyal yardımların vatandaşlara etkin ve hızlı bir biçimde ulaştırılması olmuştur. Salgın döneminde hayata geçirilen Sosyal Destek Programı ile 6 milyonu aşkın hanedeki ihtiyaç sahibi vatandaşlara biner TL destek ulaştırılmıştır.
Bu süreçte, Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi ile sosyal yardım alanında bilişim teknolojileri yoğun olarak kullanılmıştır. 7 modül ve 25 kurumla entegre olan sistem sayesinde sosyal yardım sürecindeki tüm adımların elektronik ortamda yapılması, izlenebilmesi, ölçülebilmesi ve raporlanabilmesi sağlanmıştır. Bu güçlü bilişim sisteminin salgın sürecinde sağladığı veri alt yapısı sayesinde hızlı kararlar alınarak bireylere sosyal yardımların ivedilikle ulaştırılması sağlanmıştır.
Ayrıca Biz Bize Yeteriz Türkiyem Millî Dayanışma Kampanyası kapsamındaki 2 milyar TL’yi aşkın bağış, bu veri altyapısı kullanılarak ihtiyaç sahibi hanelere hane başı 1.000.- TL olmak üzere dağıtılmıştır.
Bu dönemde, sosyal hizmetlerin kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi için AÇSHB personeli özverili bir çalışma disiplini benimsemiştir. Kuruluş personeli sabit vardiya sistemine geçerek 7, 10 ve 14 günlük sürelerle kuruluşlardan ayrılmaksızın görevlerini yürütmüşlerdir. Personelin bu fedakâr yaklaşımı, özellikle kuruluşlardaki yaşlıların sağlığının korunmasına ciddi katkı sağlamıştır.
Alınan sıkı tedbirler sayesinde, ülkemizdeki engelli ve yaşlı bakım merkezleri ile huzurevleri, Dünya Sağlık Örgütü tarafından iyi uygulama örneği olarak değerlendirilmiştir.
Sosyal Koruma Kalkanı kapsamında; kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği, işsizlik ödeneği, normalleşme desteği, sosyal destek programı ve “Biz Bize Yeteriz Türkiyem” bağış dağıtımı olarak 2020 yılında sağlanan destek tutarı 45 milyar TL’yi aşmıştır.
Afetle Mücadeleye Yönelik Faaliyetler
AÇSHB Türkiye Afet Müdahale Planı’ndaki (TAMP) 28 farklı hizmet grubundan, Ayni Bağış Depo Yönetimi ve Dağıtım Hizmet Grubu ile Psikososyal Destek Hizmet Grubu alanlarında ana çözüm ortağı olarak belirlenmiştir.
Afetler sonrasında, AÇSHB tarafından finanse edilen 1.003 Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfı (SYDV) afetzedelerin acil ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir rol üstlenmektedir.
AÇSHB tarafından 2020 yılında; Adana, Adıyaman, Bingöl, Bursa, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Giresun, Hatay, İstanbul, İzmir, Konya, Malatya, Manisa, Mersin, Muş, Trabzon, Rize, Sakarya ve Van illerinde afetlerden etkilenen vatandaşlara SYDV’ler aracılığıyla 76 milyon TL tutarında kaynak aktarılmıştır.
2013 yılından bu yana afet durumunda ve acil durumlarda vatandaşların en kısa zamanda normal yaşamlarına dönmeleri ve yaşananlardan psikolojik olarak asgari seviyede etkilenmeleri için AÇSHB ekipleri tarafından psikososyal destek hizmetleri sunulmuş ve bu hizmetler hâlen sunulmaya devam etmektedir.
Afetlerde ve afet sonrasında iyileştirme, geliştirme ve zarar azaltma dönemlerinde psikososyal destek çalışanları yardım ekibinin önemli bir parçası olarak hareket etmektedir.
AÇSHB, afet sonrası psikososyal destek hizmetleri ile ortaya çıkabilecek psikolojik uyumsuzlukların önlenmesi, aile ve toplum düzeyinde ilişkilerin yeniden kurulması ve geliştirilmesi, afetten etkilenenlerin normal yaşamlarına geri dönmeleri sürecinde kendi kapasitelerini fark edip güçlenmelerinin sağlanması için çalışmalar yapmaktadır.
Psikososyal destek hizmetleri, toplumda gelecekte ortaya çıkması muhtemel afet durumlarıyla başa çıkma, iyileşme, toparlanma becerilerinin kazandırılması ve pekiştirilmesi için de oldukça önemlidir.
Müdahalelerin tamamında, hizmetlerden yararlananların kapasitelerinin gelişimini ve hizmetlerin sürdürülebilirliğini temin etmek amaçlanmakta ve toplumsal bağların yeniden inşası ve korunması sağlanmaktadır. Tüm bu hizmetlerin gerçekleştirilmesinde yurt genelinde çalışma yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüklerinin ve 353 Sosyal Hizmet Merkezinin rolü büyüktür.
AÇSHB, “mutlu ve üretken birey, uyumlu aile, müreffeh toplum” vizyonu ve “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” ilkesi doğrultusunda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 2023 hedeflerine ulaşmak için daha üstün bir gayretle çalışmaya devam etmektedir.