Türkiye, 2014’ten bu yana dünyanın en büyük mülteci nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etmektedir. 2020 yılında, geçici koruma sağlanan Suriyelilerin sayısı 3,6 milyonu geçerken Türkiye, diğer ülkelerden de yaklaşık 320.000 uluslararası koruma başvuru sahibi ve statü sahibine ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.
2020-2021 Bölgesel Mülteci ve Dayanıklılık Planı (3RP) Türkiye Bölümü, geçici koruma sağlanan Suriyelilerin, uluslararası koruma başvuru ve statü sahiplerinin, ev sahibi toplumun ve ilgili kurumların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin çabalarını desteklemek amacıyla, Türkiye’nin yasal ve politik çerçevesine uygun kapsamlı bir stratejik müdahale ortaya koymaktadır.
3RP’nin genel koordinasyon yapısı altında yer alan koruma, eğitim, temel ihtiyaçlar, sağlık, geçim kaynakları, gıda güvencesi ve tarım sektörleri aracılığı ile Birleşmiş Milletler kuruluşları ve sivil toplum ortakları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Suriye krizine yönelik müdahalesini desteklemek için çalışmaktadır. Bu destek, büyük ölçüde, geçici koruma sağlanan Suriyelilerin yoğun olduğu bölgelerdeki talep artışı nedeniyle büyük yük altında kalan kamu sistemlerine ve hizmetlerine yöneltilmiştir.
COVID-19 salgını, 2020 yılında, büyük mülteci nüfuslarına ev sahipliği yapan ülkelerin üzerinde bulunan yükü arttırmıştır. Bu dönemde Türkiye’de kaynakların pandemiye müdahale amaçlı kullanılması için birçok kamu hizmetinin kısa süreli duraklatılması veya azaltılması gerekmiş veya uzaktan ve sınırlandırılmış çalışma yöntemleri benimsenmiştir. Türkiye’nin kapsayıcı politikalarına rağmen pandemi, geçici ve uluslararası koruma sağlanan kişiler için daha büyük zorluklara sebep olmuş ve bu kritik dönemde temel hizmetlere erişememe riski oluşturmuştur.
COVID-19 salgınının geçici ve uluslararası koruma sağlanan kişiler üzerindeki ekonomik ve sosyal etkileri eşit derecede endişe vericidir. Pek çok işletmenin geçici olarak kapanması ve işletmelerin gelirlerinin önemli bir bölümünü kaybetmesi maaşların düşürülmesine neden olmuş, toplumun her kesimini etkileyen işsizlik artışına ve geçim kaynaklarında keskin bir düşüşe yol açmıştır. Geçici koruma sağlanan birçok Suriyeli, uluslararası koruma başvuru ve statü sahibi, COVID-19 salgını öncesinde kayıt dışı veya iş güvencesi olmadan çalıştığı için, bu kişilerin pandeminin sebep olduğu ekonomik yavaşlama döneminde işsiz kalma riskleri artmıştır.
Geçici koruma sağlanan Suriyeliler ve uluslararası koruma başvuru ve statü sahipleri pandemi nedeniyle geçim ve gelir kaynaklarını kaybetmiş, birikimlerinin olmaması nedeniyle pandemiden daha da fazla etkilenmiş ve yemek, kira, temizlik ve diğer günlük giderler gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanmaya başlamıştır. Pandemi nedeniyle daha da artan yoksulluk riski ile birlikte, yoksul hanelerde yaşayan çocuklar potansiyel olarak yaşam boyu sonuçları olabilecek yetersiz beslenme riski ile karşı karşıya kalmıştır. Üstlendikleri bakım hizmetlerinin, sağlık krizleri sırasında bu sorumluluklar yoğunlaştığı için kadınlar ve kız çocukların enfekte olma riskini arttığı da göz önünde bulundurulmalıdır.
3RP ortaklarının COVID-19 salgınından kaynaklanan ihtiyaçları belirlemek adına gerçekleştirdiği etki değerlendirme analizleri, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı Ofisi tarafından gerçekleştirilen analizler ile birbirini tamamlar niteliktedir. Etki analizleri, geçici ve uluslararası koruma sağlanan kişilerin de dâhil olduğu pek çok savunmasız grubun ve hanenin COVID-19 salgınının neden olduğu sosyoekonomik risklerden ciddi şekilde etkilendiğini ve savunmasız grupların iyileşme planlarına dahil edilmesi ve önceliklendirilmesinin öneminin arttığını göstermektedir.
COVID-19 salgınına müdahale yükünün artmasına rağmen, Birleşmiş Milletler kurumları ve ortakları tarafından desteklenen kamu kurumları geçici koruma sağlanan Suriyeliler ve uluslararası koruma başvuru ve statü sahiplerinin sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler gibi ulusal sistemler kapsamındaki hizmetlere erişimini sağlamaya devam etmiştir.
Hayata Geçirilen Uygulamalar
COVID-19 salgınının etkilerine cevaben, Türkiye’deki 3RP ortakları ek bir müdahale planı hazırlamış ve bu plan 7 Mayıs 2020’de kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu kapsamda özellikle Türkiye’deki mülteci ve ev sahibi toplulukların kısa ve orta vadedeki ihtiyaçlarına odaklanmak suretiyle pandeminin hassas gruplar üzerindeki etkisini azaltacak tamamlayıcı faaliyetler ve müdahaleler vurgulanmıştır.
3RP ortakları, pandemiden etkilenen kadınların ve erkeklerin, kız çocukları ve oğlan çocuklarının, toplulukların ve kurumların öncelikli ihtiyaçlarını belirleyerek ve pandeminin tetiklediği ek ihtiyaçlara yanıt vermek için yeni faaliyetler geliştirerek hizmet, destek ve yardım sunumunu uyarlamaya çalışmıştır.
Önceliklendirilen müdahaleler kapsamında bilgilendirme faaliyetleri yapılmış, uzaktan öğrenme yoluyla eğitimin devamı için destek, risk altındaki gruplara telefon ve çevrimiçi destek hizmetleri ve beklenmedik geçim kaybının ardından temel ihtiyaçların karşılanması adına en savunmasız hanelere acil nakit yardımı sağlanmıştır.
COVID-19 salgını nedeniyle artan koruma riskleri göz önüne alındığında, destek hizmetleri hakkında zamanında ve erişilebilir bilgi ihtiyacı daha da kritik hâle gelmiştir. Planlama ve programlama sırasında en savunmasız birey ve hanelere ulaşılması adına cinsiyet ve yaşa göre ayrıştırılmış verilerin toplanması gerekmektedir.
Sosyal koruma, dezavantajlı ve savunmasız grupları desteklemenin yanı sıra sosyal uyumun sağlanması insani ve ekonomik kalkınmayı desteklemekte hayati bir rol oynamaktadır. Sonuç olarak Birleşmiş Milletler kuruluşları ve ortakları pandemi döneminin etkilerinin azaltılmasında önemli rol oynayan çeşitli nakit temelli yardımları sunmak adına Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile yakın iş birliği içinde çalışmaktadır. Bu kapsamda Şartlı Eğitim Yardımı programı, uyarlanmış öğrenim ve evde okul desteği pandeminin etkilerinin azaltılmasında hayati önem taşımaktadır. İstihdamın desteklenmesi (örneğin mesleki ve dil eğitimleri ile), mevcut iş olanaklarını muhafaza etme ve küçük ve orta işletmelere destek Birleşmiş Milletler’in 2020 yılı programlamasında temel bileşenleri oluşturmuştur. Bu hususta özel sektör, ulusal ve yerel kurumlar ile yakın iş birliği devam etmektedir. İşletmelerin COVID-19’un olumsuz etkilerini hafifletmesine olanak sağlamak amacıyla dijitalleştirilmiş pazara destek ve erişim de desteklenmiştir. 2021-2022 3RP planı için, 3RP sektörleri pandeminin etkilerini değerlendirerek sektör planlarına 3RP COVID-19 Müdahale Planı’nını yansıtmıştır.